30 Haziran 2011 Perşembe

HAİTİ-TARİHİ

1492’de Avrupalılar tarafından ilk uğranan ada, önce Hisponiola ismini almıştır. Sonra Santo Domingo ismi verilmiştir. Bu adaya ilk yerleşenler İspanyollardır. 1535’te buraya gelen İspanyollar, yerlilerin çoğunu öldürerek adanın doğu kesimine yerleştiler. Korsanların yatağı olan batı kesimi 1697’de Fransa’yla yapılan bir anlaşmayla Fransızlara bırakıldı. İspanyollar çalıştırmak üzere adaya çok miktarda zenci köle getirdiler. Fransızlar Haiti’yi zengin bir koloni hâline getirdikten sonra, Fransa ile adanın münâsebetleri bozulmuş, beyazların muhtariyet için çıkardıkları karışıklıkları(1790), bir zenci köle olan Toussaint Louverture’in isyânı tâkib etmiştir (1792). Louverture, isyânında başarılı olmuş ve 1802’ye kadar ülkenin hükümdârı olmuştur. Napolyon’un emri üzerine yakalanarak Fransa’da hapsedilmiş (1802) ve orada ömrünü tamamlamıştır. Zenci general Dessalinea, Toussaint Louverture’nin yerini alarak Fransızları adadan kovmuş ve 1804’de bağımsızlığını îlân etmiştir. Bunun öldürülmesinden sonra, bir başka zenci olan Henri Christophe, Birinci Henri ismiyle kral ünvânını almıştır (1811-1820). 1820’de intihar eden Birinci Henri’den sonra Boyer, ülkede birliği kurdu.
Adanın batısındaki Haiti Devleti, 1847 ile 1849 yılları arasında bir Cumhûriyet, 1849-1859 yılları arasında bir İmparatorluk olarak yönetilmiştir. Birinci Faustin’in hükümdarlığından sonra tekrar cumhûriyet îlân edilmiştir. Bu târihten sonra sürekli suikastlar ve kargaşalıkların hüküm sürdüğü Haiti’de birbirini hızla izleyen fakat hiçbiri reform programları îlân edemeyen cumhurbaşkanları bulunmuştur.
1915’te başkan V.G. Sam’ın öldürülmesi, daha önce Dominika Cumhûriyetini de vesâyeti altına almış bulunan ABD’nin müdâhalesine yol açmıştır. Amerikalılar 1934 senesine kadar adada kaldılar. 1934-1946 yıllarında demokrasi yönünden gelişen anayasalar çıkarılmış ve melezler idâreye hâkim olmuşlardır. 1946’dan sonra da, zenciler idâreye hâkim olmaya başladılar. 1949’da cuhurbaşkanı seçilen Maglorie’nin 1957’de istifâsından sonra Dr. François Duvallier başkan seçildi ve ülkede diktatörlük îlân etti. Elinde bulundurduğu polis teşkilâtı ile kendine karşı gelenleri sindirdi. Zenciliğin savunucusu oldu. 1971’de yerine oğlu Jean Claude Duvallier geçti. Ekonomiyi düzelten Duvallier, muhâlefetin güçlenmesi üzerine 1985’ten sonra sertliğe yöneldi. 1985 sonlarına doğru kötü hayat şartlarına ve siyâsî baskılara karşı başlayan gösterilerin bastırılamaması üzerine, Duvallier 1986 başlarında Haiti’den kaçtı. Demokrasiye geçiş için kurulan geçici yönetim konseyinde ve hükûmette eski yönetim yanlıları olduğu için, ayaklanmalar bastırılamadı. 1987’de yapılan halk oylamasıyla yeni anayasa kabûl edildi. 1988 Ocak ayında başkanlığa seçilen Leslie Manigat aynı senenin Haziran ayında Genelkurmay başkanı Henri Namphy tarafından devrildi. 1989’da devlet başkanlığına Prosper Avril getirildi. Aynı yılın Nisan ayında devlet başkanına karşı başarasız iki darbe girişiminde bulunuldu. Darbelerin ardından Avril 1987 Anayasasını yeniden yürürlüğe koydu. Başkanlık seçimlerinin 1990 sonbaharında yapılacağını açıklamasına rağmen 1990 Ocak ayında sıkıyönetim îlân etti ve birçok politikacı tutuklandı. Aleyhinde yapılan gösterilen neticesinde Mart 1990’da Avril istifa etmek mecburiyetinde kaldı ve ardından sürgüne gönderildi. Avril’in yerine Genelkurmay Başkanı General Herard Abraham geçti ise de kısa bir süre sonra yönetimi Bayan Ertha Pascal Trouillot başkanlığındaki geçici hükümete devretti. Trouillot ülkeyi çeşitli bölgelerin ve meslek gruplarının temsilcilerinden meydana gelen 19 kişilik bir konseyle yönetmeye başladı.
Aralık 1990’da yapılan başkanlık seçimlerini Katolik papaz Jean-Bertrand Aristidei kazandı. 7 Ocak 1991’de Duvallier yanlısı olan Roger Lafontent başarısız bir darbe girişiminde bulundu. 7 Şubat 1991’de resmen görevi devr alan Aristide başbakanlığa René Préval’ı getirdi. Aynı senenin Eylül ayında bir darbe ile başkanlığı ele geçiren askerler Genelkurmay Başkanı Raoul Cédras’ı yönetimi devralmaya râzı ettiler. Ayaklanma sırasında ve sonraları çıkan olaylarda çok sayıda insan öldü. Bâzı batılı ülkelerin ve Amerikan Devletleri Örgütünün çabaları ile Aristide serbest bırakıldı ve başkanlığa tekrar getirildi. Bir süre sonra meclise düzenledikleri baskınla Aristide’yi görevden alan ordu, geçici başkanlığa Yüksek Mahkeme Yargıcı Joseph Nerette’ye getirdi. Bu durum üzerine ABD, Haiti’ye ticâret ambargosu uygulamaya başladı. 1992 Haziranında 1990 başkanlık seçimlerinde kaybeden adaylardan Mare Bazin devlet başkanlığına getirildi. Bu iç karışıklık yüzünden ülke akonomisi durma noktasına geldi. Halkın bir kısmı küçük teknelerle kaçtı. Ülkede iç karşıklıklar hâlâ devam etmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder