30 Mayıs 2011 Pazartesi

PANOLAR

Toroslar'da yaşayan aşiretlerin el dokuma, cicim, zili, sumak, ilikli, düz dokuma kilim örnekleri, halı, heybe, seccade, yastık örnekleri teşhir edilmektedir. Ayrıca, keçe seccade ve çeyiz çuvalı vardır.

ŞARK ODASI

Ortada bir mangal ve giyinmiş kuşanmış Türkmen kızı mankeni bulunmaktadır. Duvarda ise geyik derisi ve yazılı bakır tepsi vardır.
1-2-3 sayılı vitrinler: Taş baskılı ve tezhipli Kuran ve cüzler
4 sayılı vitrin: Kılıç, kama ve hançer örnekleri
5 sayılı vitrin: Barutlu dolma tüfekler ve barutluklar
6 sayılı vitrin: Çakmaklı tabancalar
7 sayılı duvar vitrini: Kılıç ve kalkan
8 sayılı vitrin: Sırma ve sim işlemeli peşkir ve para keseleri
9 sayılı vitrin: Aşiret kadınının genel giysileri

YÖRÜK ÇADIRI

Kurulmuş halde olan kara kıl çadırın içinde çeyiz çuvalları, yerde keçeler, kilimler, duvar yastıkları, fener, keklik kafesi, hızman, tüfek ve barutluk vardır. Çadırın önünde deri çarık ayakkabı, ağaç su kabı, dibek, yayık, haviye ve kaşıklık bulunmaktadır. Çadırın sol tarafında deri yayık başında Türkmen kızı, el değirmeni, duvarda eli belinde koç boynuzu motifli kilim yer almaktadır.

ISTAR BÖLÜMÜ

El dokuma tezgâhları, ıstar, mekik, kirkit, yay, ılkıdır, kirmen, çıkrık ve duvarda kilim örnekleri yer almaktadır.

ETNOGRAFİK ESERLER

1 sayılı vitrin: Ham deri çarık, zemzem takımı, bakır kahve ibriği, ahşap kahve değirmenleri, mangal, hedik, ellik, körük, kirkit, keserler, gelin takunyası, güneş ölçme aleti
2 sayılı vitrin: Ney, kaval, aşiret zurnaları
3 sayılı vitrin: Altın küpe, kolye ve bilezikler
4 sayılı vitrin: Gümüş kemerler ve kemer tokaları
5 sayılı vitrin: Gümüş hamaylı kolyeler ve tesbihler
6 sayılı vitrin: Gümüş halhal, yüzük, tepelik ve bilezik, ağızlık, sürmedan, köstekli saat
7 sayılı vitrin: Yaylı kabak kemane, yaylı tambur, kemençe
8 sayılı duvar vitrini: Kılıç ve kalkan
9 sayılı vitrin: Cepken, sırma işlemeli kadın giysisi, manken üzerinde simle dokunmuş kadın kıyafeti
10 sayılı vitrin: Manken üzerinde iki adet bindallı ve cepken

ETNOGRAFYA MÜZESİ

Adana Etnografya Müzesi, Adana il merkezinde Eski Müze adıyla bilinen müzedir.

1845 yılında Kuruköprü mevkiinde inşa edilmiş ve sonradan terk edilmiş olan kilise 1924 yılından sonra müze olarak düzenlenmiştir. 1972 yılında eserlerin yeni müze binasına taşınmasının ardından kilise restore edilmiş, 1983 yılında ise etnografya müzesine dönüştürülmüştür. Çukurova köylerinde ve Toroslar'da yaşayan Yörüklere ait oldukça zengin eşyalar barındırmaktadır.

ESERLER

Adana Arkeoloji Müzesi'nde, Tarsus-Gözlükule, Mersin-Yümüktepe, Milis, Karatepe, Soğuksutepe vb. höyük ve iskân yerlerinde yapılan arkeolojik kazılarda çıkan eserler ile Adana ve çevresinden derlenen eserler bulunuyor. Bunlar prehistorik (tarih öncesi), Hitit, Asur, Fenike, Frig, Helenistik, Roma ve Bizans devirlerine ait heykel, kitabe, lahit, stel, mimari parçalar gibi taş eserler, pişmiş topraktan yapılmış çanak, çömlek, çeşitli kaplar, silindirik ve magma mühürleri, madeni paralar vediğer arkeolojik buluntulardır. Müzede ayrıca Selçuklu ve Osmanlı devirlerine ait islami eserler ile, giyim kuşama, halk sanatlarına ve elişlerine, yörük çadırlarına ve yörüklerce kullanılan eşyaya ait derlenmiş etnografya malzemesi de yer alır. Müzenin en değerli eserleri lahitlerdir. Bunlar arasında 3843 envanter sayılı lahit, 1958'de Tarsus'ta bulundu ve Adana Arkeoloji Müzesi'ne taşındı. Lahitin uzun yüzlerinden birinde Truva kahramanlarından Hektor'un ölüsünün fidye karşılığında kurtarılışı, sağda Kral Priamos'un Akhilleus'e yalvarışını, solda kralın arabasından inişini, arkada dragonları tasvir eden kabartmalar görülmektedir.

MÜZE TARİHÇESİ

Kurulduğu ilk yıllarda, Polis Dairesi’nde hizmet veren Adana Arkeoloji Müzesi, 1928 yılında Taşköprü başındaki günümüzde yıkılmış durumda olan Caferpaşa Camii Medresesi’ne, daha sonra Kuruköprü Rum Kilisesi'ne taşındı. 1935'te müzeye bir Etnografya Salonu eklendi. Müze, 1950 yılında günümüzdeki Etnografya Müzesi Binası’na taşındı. 1966 yılında ise Kültür Parkı'nda yeni bir müze binası yapımına başlandı. Günümüzde 1972’de taşındığı Reşatbey'deki binasına hizmet vermeye başladı. Alyanakzade Halil Kamil Bey ve Ali Rıza Yalman müzenin gelişimine büyük katkıda bulunmuş müze müdürleridir.

ADANA ARKEOLOJİ MÜZESİ

Adana Arkeoloji Müzesi, Adana ili ve çevresinde bulunan arkeolojik eserlerin sergilendiği müze. Adana Arkeoloji Müzesi, 1924 yılında kurulmuştur.

TAŞKÖPRÜ

Taşköprü, Seyhan Nehri üzerinde, Adana kent merkezinde, Adana (Seyhan) ve Karşıyaka (Yüreğir) yakalarını birleştiren, köprüdür.

Adana'nın simgesi olarak kabul edilen köprü, bir Roma dönemi eseridir. Taşköprü'nün Roma İmparatoru Hadrian tarafından yaptırıldığı ve Roma İmparatoru Justinianus zamanında ciddi şekilde onarıldığı aktarılmaktadır. Seyhan Nehri üzerinde bulunan, aslen 21 gözlü olan köprü, Seyhan Nehri'nin ıslahı sırasında 7 gözünün toprak altında kalmasıyla 14 gözlü olarak hizmet veriyor. İlk yapıldığında yarı yarıya daha dar olan köprü daha sonra genişletilmiştir. Köprünün her iki girişinde de bugün bile kullanılan ismiyle, şu anda mevcut olmayan "Kale Kapısı" denilen iki taç kapısı olduğu bilinmektedir. Osmanlı döneminde birkaç kez onarılan Taşköprü, günümüzde de hizmet vermeye devam etmektedir. 310 metre uzunluğundaki köprünün genişliği 11.40 metredir.

Taşköprü'yü inşa ettiren Roma İmparatoru Hadrian
Taşköprü'nün 2006 yılı başında restorasyon çalışmalarına başlanmış ve 2007 başlarında çalışma sona ermiştir. Ayrıca Taşköprü Dünyada hala kullanılan en eski köprüdür.

ADANA ŞEHİR MERKEZİ

Şehir merkezinde bulunan bazı turistik mekanlar.

TURİZM

2009 yılında Adana'yı ziyaret eden yabancı turist sayısı 81.736 dır.[6] Bunun %50'sini Almanlar, %23'ünü KKTC vatandaşları, %4'ünü Hollandalılar ve %3'ünü İngilizler teşkil eder. Gelen turistlerin 80.702'si Şakirpaşa Havaalanı'ndan, 1.034'ü Botaş Limanı'ndan giriş yapmıştır.

NÜFUS VE DEMOGRAFİK YAPI

Osmanlı İmparatorluğu tarafından 1893 yılında yapılan nüfus sayımı sonucuna göre Adana merkezin nüfusu %70.702 kişidir. Bunun % 62'sini Türkler, %,37 Araplar %2'sini Rumlar ve %2'sini Katolik ve Protestanlar oluşturmaktaydı.

İkinci Dünya Savaşı'nın ardından gelen yardımlar ve başlayan endüstriyel yatırımlar ile büyüme sürecine giren Adana'nın merkez nüfusu, 2009 yılı TÜİK verilerine göre 1.563.545[4] kişiye ulaşmıştır. Adana nüfusunun %87'si şehirlerde, %13'ü ise köylerde yaşamaktadır.

ŞEHİR İÇİ ULAŞIM

Şehir ulaşımında, Büyükşehir Belediyesi Otobüsleri ve özel halk otobüsleri, dolmuşlar ve taksiler kullanılmaktadır. Ayrıca 14 km güzergahı ve bunun üzerinde 13 istasyonu bulunan Adana Metrosu , 2010 yılında hizmete açılmıştır. 2007'den bu yana Adana Büyükşehir Belediyesi Otobüsleri, özel halk otobüsleri ve Hafif Raylı Sistem|Metroda Kent Kart akıllı bilet kartları kullanılmaktadır. Adana Büyükşehir Belediyesi, 229 otobüsten oluşan bir filoyla şehir içinde hizmet vermektedir.

DENİZYOLU

Adana il sınırları içerisinde milletlerarası petrol ve yük taşımacılığına açık Botaş Limanı ve Toros Gübre Fabrikaları Limanı bulunmaktadır.

HAVAYOLU

Şehrin hava ulaşımı, 1937 yılından bu yana Şakirpaşa Havaalanı'ndan sağlanır. İç ve dış hat seferlerinin gerçekleştiği Adana Havaalanı, Türkiye'de yolcu taşınması sıralamasında 7. sırada yer almaktadır. Havaalanı iç hatlardan İstanbul Atatürk ve Sabiha Gökçen ile Ankara-Esenboğa, İzmir, Antalya ve Trabzon'a; dış hatlardan KKTC - Lefkoşa ve Almanya'nın bazı şehirlerine direkt uçuşlar düzenlenmektedir. Şehirde ayrıca askerî gayeli olarak kullanılan İncirlik Havaalanı'da bulunmaktadır

KARAYOLU

Otoyolla Adana'dan Ankara, Mersin, Gaziantep ve Hatay yönünde ulaşım mümkündür. D-400 Karayolu ve milletlerarası TEM otoyolu ile Adana`ya ulaşılır. Ankara'dan Aksaray, Pozantı üzerinden 472 km, İzmir'den Afyon-Konya-Ereğli üzerinden 873 km., İstanbul'dan Bolu, Ankara, Aksaray-Pozantı rotasıyla 909 km sonra Adana`ya ulaşılabilir. Şehir merkezine uzaklığı 5 km. olan otobüs terminalinden Türkiye`nin her yerine otobüs seferleri düzenlenmektedir.

DEMİRYOLU

Adana'ya ilk demiryolu hattı İngilizler tarafından 1886 yılında kurulmuştur. Adana-Mersin arasındaki hatta günümüzde dizel lokomotifli trenlere ilaveten, raybüs ve dmu tipi hızlandırılmış banliyö trenleri çalışmakta olup, Adana-Mersin arasında günde karşılıklı 27'şer tren sefer yapmakta ve seyahat süresi 45 dakikaya inmiştir. Anahat trenleri olarak ise; İstanbul Haydarpaşa'ya İç Anadolu Mavi Treni; Ankara'ya Çukurova Mavi Treni, Kayseri'ye Erciyes Ekspresi ve Elazığ'a da Fırat Ekspresi yolcu taşımaktadır.

ULAŞIM

Adana ilimize ulaşım;
Demiryolu
Karayolu
Havayolu
Denizyolu ile de sağlanmaktadır.

TARIM

Alüvyonların getirdiği verimli toprakları nedeniyle senelerdir bir cazibe merkezi olan, ülkenin en verimli ovalarından Çukurova'da ayçiçeği, zeytin, mısır, narenciye (portakal, turunç, mandalina ve limon), muz, kivi, baklagiller, şekerkamışı, pirinç, soya, pamuk, üzüm, fıstık, badem, karpuz, yenidünya gibi birçok ürün üretilmektedir. Üretim klasik sulama sistemlerinden, yağmurlama (damla sulama) teknolojisine geçilmektedir

ENDÜSTRİ

Cumhuriyet döneminde tarımsal kalkınma hamlesinin merkezi konumundaki Adana; pamuk ve narenciye sayesinde, bir anda ülkenin ekonomik merkezlerinden birisine dönüşmüştür. Ancak ilerleyen yıllarda, sanayiyi Marmara Bölgesi'nde kurma politikaları neticesinde birçok bölge gibi Adana'da da sanayi durma ve gerileme sürecine girmiştir.

Adana, Seyhan Kıyıları ve Kurttepe
Son yıllarda ise Kafkas petrollerini sıcak denizlere taşıması planlanan Bakü - Tiflis -Ceyhan Boru Hattı (BTC) buradan geçer. Aslında, petrol boru hatlarının Adana'ya reel bir getiri sağlayıp sağlamayacağı halen tartışmalıdır.

Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi şehrin doğusunda, Misis banliyösündedir. Adana'da 2009 kurumlar vergisi rakamlarına göre Adana'nın en büyük şirketleri Adana Çimento, Amylum Nişasta, Özmaya, Gürsoy Yem, Bossa, Oyka Kağıt, Pilsa, Doğanay Gıda ve Feyz Çelik kuruluşlarıdır

COĞRAFYA

Adana il merkezi, Akdeniz Bölgesi'nde Çukurova tarihi olarak Kilikya'nın ortasına, çok verimli topraklar üzerinde, Seyhan Nehri'nin iki yakasında kurulmuştur. Türkiye'nin güneyinde yer almakta olan Adana şehrinde Bölgeye hakim Akdeniz İklimi'nin etkisiyle Adana'da yazları sıcak ve kurak, kışları ise ılık ve yağışlı geçer.

KRONOLOJİ

Luvi Krallığı (1900 İ.Ö. ), Arzava Krallığı (1500-1333 İ.Ö.), Hitit İmparatorluğu (1900-1200 İ.Ö.), Asurlular (713-663 BC), Pers İmparatorluğu (550-333 İ.Ö.), Helen Antik Yunan Uygarlığı (333-323 İ.Ö.), Selevkos İmparatorluğu (312-133 İ.Ö.), Kilikya Prensliği (178-112 İ.Ö.), Romalılar (112 İ.Ö.-395 İ.S.), Bizans İmparatorluğu(395-638; 964-1071), Abbasiler, Büyük Selçuklu İmparatorluğu, Memlükler, Ramazanoğlu Beyliği, Osmanlı İmparatorluğu, Türkiye Cumhuriyeti

YAKIN GEÇMİŞ

I. Dünya Savaşı'ndan sonra Adana ve çevresi Fransa tarafından işgal edildi. Mustafa Kemal Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı esnasında gösterdiği diplomatik başarı sonucu yapılan 20 Ekim 1921 tarihli Ankara Anlaşması ile Fransa, Adana ve çevresinden çekilmek zorunda kaldı. (5 Ocak 1922)

II. Dünya Savaşı sırasında (30 Ocak 1943) İngiltere Başbakanı Winston Churchill ve İsmet İnönü, Adana'ya 23 kilometre uzaklıktaki Yenice'de biraraya gelmiştir. Toplantıda Churchill, Türkiye'nin müttefikler yanında II. Dünya Savaşı'na katılmasını istemiş, ancak İnönü bunu reddetmiştir. Tarihte bu zirve Adana Buluşması olarak bilinir.

1955 yılında Demokrat Parti hükümetinin ABD ile yaptığı anlaşma gereği olarak, Adana'nın 10 km doğusundaki İncirlik Beldesinde NATO Hava Üssü kuruldu. Soğuk savaş yıllarında, 1991 I. Körfez Savaşı'nda ve 2003 II. Körfez Savaşı'nda etkin olarak kullanılmıştır.

1956 yılında Seyhan Barajı ve Hidroelektrik Santrali hizmete açıldı.

1998 yılında 6.2 şiddetinde bir deprem meydana gelmiştir. Ceyhan Depremi olarak bilinen depremde çoğu Ceyhan'da olmak üzere toplam 145 kişi yaşamını kaybetti.

TARİHÇE

Antik geçmiş;Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin deltasında verimli sulak arazide kurulu Adana'nın tarihi, coğrafi konumu nedeni ile M.Ö. 6000 yıllarına dek uzanmaktadır. Adana, Antik Kilikya Bölgesi'nin en önemli şehirlerinden birisidir. Hititler'den Osmanlı'ya, gelmiş geçmiş birçok medeniyetlerin beşiğidir. Yaygın görüşe göre Adana, adını Yunan mitolojisine göre Gök tanrısı Uranus'un oğlu Adanus 'dan almıştır. Ancak bu konuda başka muhtelif görüşler de ileri sürülmüştür. Bir görüşe göre Adana'ya ait en eski yazılı kayıtlara ilk defa, Anadolu yarımadasının en köklü uygarlıklarından biri olan Hititlerin kaya kitabelerinde rastlanmaktadır. Boğazköy metinleri olarak bilinen M.Ö. 1650 yıllara tarihlenen bir Hitit tabletinde, Adana havalisinden Uru Adania yani Adana bölgesi olarak bahsedilmektedir. Bu konuda sadece bu tablet dikkate alınacak olsa bile Adana isminin en az 3640 yıllık bir geçmişi vardır. Bir başka rivayete göre eski çağlarda Seyhan nehri kıyılarının bol miktarda söğüt ağacı ile kaplı olması ve bu ağacın Mezopotamya kavimlerince And ağacı olarak tanınması da kente Adana isminin verilmesinde etkili olmuştur. Yine başka bir görüşe göre, ormanlık yörelerde yaşadığına inanılan Fırtına tanrısı Adad (Tesup) adının, ormanları bol Toroslar ile Seyhan nehri bölgesinin oluşturduğu Adana yöresine isim olarak verilmiş olduğuna inanılmaktadır. Fenikeliler de bölgeye efendi anlamına gelen tarım ve bitki tanrısı Adonis'in adını vermişlerdir.

Tarihi araştırmalardan elde edilen bilgilere göre, Adana, Yontma Taş Devri'nden bu yana yerleşim yeri olmuştur. Kilikya'nın en eski yerleşim merkezlerinden biri Tepebağ Höyüğü ilk çağlardan kalmadır. Höyükte rastlanan surlarla çevrili kent çekirdeği burada Neolitik çağda yaşayan kent dönemine ışık tutmaktadır.

Kilikya yöresinde yapılan arkeolojik araştırmalar neticesinde on değişik uygarlık ile devlet, krallık, beylik ve padişahlık gibi çok çeşitli siyasi güçlerin ortaya çıktığı görülmüştür. Kilikya'yı egemenlikleri altına alan medeniyetler şu şekilde sıralanabilir: Luvi Krallığı, Kizzuvatna Krallığı, Hitit Krallığı, Kue (Ove) Krallığı, geç Hitit Krallığı, Asur Krallığı, Syennesis Krallığı, Pers İmparatorluğu, Helenistik Dönem, Selevkos Krallığı, Otonom Dönem, Roma İmparatorluğu, Büyük Selçuklu İmparatorluğu, Ramazanoğlu Beyliği ve Osmanlı İmparatorluğu.

Orta Çağ'da da Adana eski önemini korumaya devam etmiş, bu durum İpek Yolu'nun buradan geçmesiyle daha da artmıştır. Bu dönemde buraya egemen olan uygarlıklar ise bunlardır: Doğu Roma İmparatorluğu devri (395 - 638), Selçuklular Devri (1071 - 1097). Bu dönemde çeşitli uygarlıklar Kilikya bölgesine egemen olmak için savaşlar yapmışlardır.

ADANA

Adana, 2,062,518 [1] nüfusuyla Türkiye'nin İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa'dan sonraki 5. büyük şehridir. Şehir merkezi, orta güney Anadolu'da, Akdeniz'den 30 km içerde Seyhan Nehri'nin üzerinde bulunmaktadır. Adana ilinin idari merkezidir.

Doğudan batıya 100 kilometre boyunca uzanan Adana-Mersin Metropol Alanı, 2.87 milyon nüfusuyla Mersin, Tarsus, Adana ve Ceyhan şehirlerini kendisine dahil eder. Türkiye'deki dördüncü büyük metropol alan olup ülkenin önde gelen bir ticaret ve kültür merkezidir.

Adana'nın merkezi; Mersin, Adana, Osmaniye ve Hatay illerini kapsayan coğrafi, ekonomik ve kültürel bir bölge olan Çukurova'nın merkezinde bulunur. Yaklaşık 5.62 milyon insana ev sahipliği yapan bölgenin büyük bir bölümü, tarıma oldukça elverişli, geniş ve düz bir alandır. Türkiye'nin en verimli toprakları buradadır.